1 Şubat 1933’te Bursa Ulu Cami’de ezanı Türkçe okumak istemediği için camiye gelmeyen müezzinin yerine biri ezanı Arapça okumuş, ardından da cemaatten bir bölümü namaz sonrası gövde gösterisiyle slogan ve tekbirlerle yürüyüşe geçmiştir.

Polis müdahalesi ile dağıtılan bu kişiler serbest bırakılmış ise de sonradan soruşturma genişletilmiş ve olaya karışanlar tutuklanmıştır.

O sırada yurt gezisinde İzmir’de olan Mustafa Kemal, olayı öğrenince, 5 Şubat’ta otomobille Bursa'ya ulaşmış ve Adalet ve İçişleri Bakanı’nın da Bursa'ya gelmesiyle yönetsel incelemeler yapılmıştır.

Mustafa Kemal, 6 Şubat'ta Bursa'dan ayrılmadan önce olayın çok da önemli olmadığını açıklamış; ardından da kısa zamanda dava bitmiş ve olayla ilgili beş kişi ikişer yıl, yedi kişi birer yıl, yedi kişi de beş ay hapis cezasına çarptırılmıştır.

Bununla ilgili 17 Şubat 1933'te Cumhuriyet gazetesinde yer alan haberlerden biri ilgimi çekti.

Dönemin atmosferinde olaya sert sözlerle tepki gösteren ve Atatürk'e samimi bağlılıklarını telgrafla bildirenler arasında Elazığlı din adamları da bulunuyordu.

Haberin özgün biçimine hiç dokunmadan ilginize sunuyorum:

“GELEN TELGRAFLAR;


Elâziz Hocalarının Telini:

Bursa’da çıkan hâdise münasebetiyle tarizden İstanbul Matbuat Cemiyetine şu telgraf gelmiştir:


Bursa’daki can sıkıcı cahilliği bugün gazetede okuduk. Beyinsizlikten, düşüncesizlikten ve dinin esasını anlamamazlıktan başka bir şey olmayan bu hâdiseyi hepimiz ve halkımız nefretle kınadık.

 

Bu cahil ve bilgisizlerin cumhuriyet mahkemelerinde ağır cezalara çarpılacaklarından eminiz.

 

Burada camilerimizde iki aydan beri Türkçe ezan ve kamet okuyoruz, dinliyoruz.


Hepimiz dilimizle Tanrı'mıza yönelmek ve dilekte bulunmaktan büyük bir haz duyuyoruz.


Bize bu imkân yollarını açan ulu Gazimizin gösterecekleri ve açacakları yolda gideceğimizi ve çığırından zerrece ayrılmayacağımızı sonsuz saygılarımızla arz ederiz.


Müftü Kemal,
İzzetpaşa Cami İmamı Ömer,
Saray cami imamı Feyzi,
Nailbey camii imamı Osman,
Rızaiye cami imamı Mustafa,
Eskisaray cami imamı Salih,
Tahsinpaşa camii imamı Tevfik,
Çarşı camii imamı Mehmet,
Müezzin Nafiz, Mehmet,
Vaiz Hacı Ahmet.

 

Ayrıca Gazi Hazretlerine Gelen Telgraflar


İSTANBUL, 16, (AA) - Bursa hâdisesi münasebetiyle Silvan, Elâziz, İzmir, Bolu, Ovacık, Malazgirt, Hozat, Soma, Trabzon, Çölemerik, Sandıklı, Ceyhan, Çemişkezek, Boldan, Maden, Antep, Osmaniye, Akhisar, Biga, Sinop, Karacabey, Harput, Urfa, Yozgat, Gümüşhane, Baskil, Şile, Alaiye, Develi, Maçka, Pötürge, Malatya Akçaabat, Karaköse, Hekimhan, Kemaliye, Keban, Arapkir, Kandıra, Mihalıççık, Çanakkale, Mardin, Ürgüp, Beyazıt, Tokat, Mutki, Tuzluca, Diyarbakır, İncesu, Kastamonu, Elmalı, Iğdır kaza ve vilâyetlerinden Reisicumhur Hz’ne teessür ve teessüfü mutazammın telgraflar gelmiştir.

Bu telgraflarda öz dilimizin hâkimiyetine karşı gelmek isteyenlerin şiddetli bir surette cezalandırılmaları istenilmekte, halkın, ulu Gazinin açtığı nurlu yolda daima kendin ile beraber olduğu bildirilmektedir, Telgraflar bu uğurdaki antların tekrarı ile bitmektedir.

Heyecan

Bütün bu bitmez tükenmez telgraflar, o günlerde, Atatürk’ün bir müdahalesi ile nasıl bir heyecan havasının esiverdiğini gösteren vesikalar olarak önemlidir. "

(Cumhuriyet Gazetesi -17 Şubat 1933)