Şemseddin Sami, roman, oyun, sözlük türlerinde yapıtlar üretmiş, Batı dillerinden çeviriler yapmış, dil ve tarih alanında önemli çalışmalar yapmıştır.

“Kâmûs-i Türki” ve “Kâmûsü’l- Âlâm”adlı ürünleri çok önemli kaynaklar olup günümüz dil ve tarih bilimcileri için bile hâlâ baş ucu kitaplarıdır. Şemsettin Sami’nin Kâmûsü’l-Âlâm adlı yapıtından yöremizle ile ilgili birçok kasaba, kent tanıtılmaktadır. Bugün de yine bize kültürel ve yöresel anlamda yakın bir ilçe olan Eğin (Kemaliye) var. 

Yüzyıllarca Elazığ’a (Harput) bağlı olan Eğin, şimdilerde Erzincan iline bağlı olsa da hemen hemen tüm Eğinliler kültürel anlamda da siyasal anlamda da hep Elazığ’ın bir parçası olduğunu kabul ederler. 

 Kamûsül Âlâm, Şemseddin Sami'nin 1889 ve 1898 seneleri arasında yayınlamış olduğu, Türkçenin ilk ansiklopedisi olarak kabul edilebilecek bir yapıttır. Şemseddin Sami de 1850-1904 yılları arasında yaşamış, ilk Türkçe sözlük, ilk Türkçe ansiklopedi, ilk Türk romanı gibi çalışmaları olan önemli bir kişidir. Aynı zamanda Galatasaray Kulübü’nün kurucusu Ali Sami Yen’in de babasıdır.

 Aşağıdaki bölüm de Kamûsü’l Âlâm’ın 2. cildinde bulunmaktadır. Değerli gazetemiz TURAN Gazetesi’nde bu kaynaktan bazı bölümleri zaman zaman ilginize sunmayı düşündüğümü belirtmek isterim.

                                                                  Kâmûsü’l- Âlâm

                                                                  Cilt: 2 Sayfa: 1019

                                                                   Yıl: 1306 (1889)

“Ma’mûretü’l-Azîz Vilâyeti’nin merkez sancağı olan Harput Sancağı’na mülhak kaza merkezi bir kasaba olup, Harput’un 60 kilometre şimâl-i garbisinde (Kuzeybatı) ve Arapkir’in 28 kilometre şimâl-i şarkisinde (Kuzeydoğu), Fırat’ın garp canibinde (Batı yanı) vâkidir (Bulunmaktadır). Dağlık ve sarp (Dik) bir yerde olup, arazisi sengistân (Taşlık) ise de miyâh-ı câriyesi (Akarsular) çok olduğundan, bahçeleri güzel ve meyveleri ve ale’l-husus (Hepsinden önce) dutu meşhurdur. Hâneleri (Evleri) mürtefi (Yüksek) ve güzel olup, ekserisi (Çoğunluk) kargirdir (Taş ve harçla yapılmış). Ahâlisi (Halkı) on bin raddelerinde (Aşağı yukarı) olup, bir rüşdiye mektebi (Ortaokul) ve bir eski Ermeni kilisesi vardır.

Eğin Kazası Ma’mûretü’l-Azîz Vilâyeti’nin müntehâ-yı şimâl-i garbisinde vâki olup (Kuzeybatısının en ucunda), şimâlen (Kuzey) Erzurum, garben (Batı) Sivas Vilâyetleriyle, cenuben (Güney) Arapkir Kazasıyla, şarken (Doğu) dahi Dersim Sancağıyla mahdut ve muhattır. (Çevrilmiştir) Hâvi olduğu (İçine aldığı) Ağın Nahiyesiyle beraber 36.000 kadar ahâlisi olup, 10.000 kadarı Hristiyan ve küsuru kâmilen İslâm’dır. Hristiyanların ekserisi Ermeni ve Müslümanların çoğu Türk olup, bazı Kürt aşâiri (Kabile) bulunur. Arazisinin çoğu sengistân (Taşlık) olmağla, ahâlisi idare edemeyip, bunların çoğu hizmetçilik, odacılık ve sâir işlerle meşgul olarak İstanbul’da ve sâir şehirlerde bulunurlar. Meyve mahsûlâtı (Elde edilen ürün, hasılat) çoktur.                   

                                                                                                                 Şemsettin Sami

                                                                                    (Türkçeye Çeviren: Ahmet Bayındır 1951-2014)

Fotoğraf bölümünde ise 19 yüzyıl Fransız gezgini Jules Laurens’in Türkiye Yolculuğu adlı kitabından 26 Eylül 1849 tarihli bir Eğin çizimi var.