Çıktığı son iki deplasmanda önce Ağrı’da ilk mağlubiyetini alan, ardından Ordu’da fark yiyen Elazığspor, ilk maçta iç sahada elde ettiği beraberlikle kaybettiği 2 puan dışında kazandığı 2 maçla üst sıralarda yer almanın morâline ve özgüvenine sâhipti…
2 hafta önce kendisi gibi üst sıralarda yer alan Ağrı ile Ordu gibi güçlü rakiplerle oynayacağı maçlarda alınacak sonuçların Elazığspor’un gerçek gücü için ölçüt olacağını düşünenler, Bordo-Beyazlı Takım’ın âdeta teste tâbi tutulacağı bu zor periyotta son olarak Lider Yeni Mersin İdman Yurdu önünde elde edeceği neticeyi merak ediyorlardı?..
“Alternatifsiz” olduğunu sürekli dile getirdiğimiz mevcut kadro, önce Kaptan Yiğitcan’ın, ardından Hakkı İsmet ile Kaleci Hakan’ın ve fazla forma şansı bulamasa da Cafer’in sakatlanmalarıyla daha 34 Maçlık maratonun başında güç kaybına uğrayarak yetersiz hâle geldi?
***
Bu ortamda Lider Yeni Mersin İdman Yurdu’na karşı zorlanacağı baştan belli olan Elazığspor’u, eldeki tecrübeli isimleri yazıp, sakat olanların yerine de kim varsa forma verip sahaya süren Teknik Sorumlu Ramazan ÇELİK, rakibe karşı önlem almadan galip gelmenin hayalini kuruyor olacak ki her maçtan farklı bir taktik stratejiye gerek bile duymamıştı?
Kalede zorunlu olarak Yiğit’e forma veren genç teknik adam, Yiğitcan’ın yokluğunda savunmayı haftalardır sahaya çıkardığı gibi Yüksel, M. Ensar, Emre, Recep 4’lüsünden oluştururken, Zeki’yi tek önlibero olarak görevlendirmiş, yine Hakkı İsmet’in olmadığı orta alanı Mesut, Salih, Yağızcan ve İzzet’ten kurmuş, ileri uçta da Ömer Faruk’la Bordo-Beyazlı Takım’ı her maçta olduğu gibi 4-1-4-1 dizilişiyle çıkarmıştı Yeni Mersin İdman Yurdu karşısına!
***
Bir hafta önce Ordu deplasmanında takım savunmasını beceremediği için ortaya çıkan defans zaafları sebebiyle 5 gol yiyen, en az 5 gol yemekten de kurtulan Elazığspor’un, bir hafta sonra aynı anlayışla ve gözüken hiçbir tedbire başvurmadan Lider durumdaki rakibin önüne atılması elbette maçın baştan kaybedilmesi demekti, nitekim öyle de oldu…
Elazığspor’un çok kolay gol yemesi ve özellikle son 2 maçta rakiplerine hezimete uğrayacak sayıda gol pozisyonu vermesi, sırf kaleci ile önündeki 4’lü savunmaya mal edilecek bir sebep olamaz!
Tek önlibero ve önündeki 4’lü orta saha, hatta ileri uçta tek santrafor pozisyonundaki Ö. Faruk’un rakibe yapmaları gereken pres kadar, geri 4’lüye yardımcı olmaları, kademe oluşturmaları, özetle yardımlaşmaları, “takım savunması” öncelikli olmak üzere “takım oyunu” için gerekli temel prensiplerdir!..
Bu takımın orta alanda dinamik olmadan maç kazanma, skoru koruma, futbolun en basit ama temel prensibi olan; Top bizde gol atacağız”, “top rakipte gol yemeyeceğiz” kuralını pratiğe dönüştürüp uygulama şansı yoktur!..
Oysa; Ordu’da ya da iç sahada Yeni Mersin İdman Yurdu karşısında tek önlibero yerine çift önlibero kullanma ve dizilişte basit bir tercih farklılığı, Elazığspor’un hiç değilse savunma zaaflarını giderebilir, eldeki mevcut kadronun daha verimli kullanımını sağlayabilir, kontratağa yönelik bir oyun tarzı İzzet ya da Fırat benzeri sprinter gençlerle Bordo-Beyazlı Takım’ın performansını artırabilirdi?
***
Rakiplere göre oyun stratejisi geliştirmek ve taktik uygulamalara kafa yormak dururken; “Söylesene Ramazan hoca takım neden oynamıyor?” diye bağıran ya da kendisini istifaya çağıran kızgın taraftarların yaptığı doğru olmasa da, kitle psikolojisini hesaplamadan tribünlere cevap yetiştirmek ya da onlarla her türlü diyaloğa girmek, tecrübeli bir teknik adamın, hele bir profesyonelin davranış biçimi olamaz!
Aslında “alternatifsiz” kadro nitelemesiyle her fırsatta kısıtlı bir güce sahip olduğunu vurguladığımız Bordo-Beyazlı Takım’ın 34 maçlık maratonda zorlanacağı gün gibi âşikârken, Teknik Sorumlu tercihi bir yana, geçen sezonda kalan ve Elazığspor’dan beklentileri artıranlar, bugün düşülen umutsuzluğun da sorumlusudurlar elbette!
***
Biz, Elazığspor’un geçen sezon son maçta, üstelik 2’li averajla amatöre düşmekten kurtuluşunu “yeni bir başlangıç” için fırsat olarak değerlendirirken, Ara Transfer Dönemi’nde pek niyetleri olmasa da transfer yasağını kaldırmaya mecbur kalanlar, mutlu sona aldanıp “Bu daha fragman” benzetmesiyle ister istemez taraftarın bu sezon için beklentisini “film” umuduna dönüştürüp çok yükselttiler!..
Yeni Mersin İdman Yurdu Maçı’nda tribünden yükselen ve muhataplarının hoşuna gitmeyen sesler, sadece bir maçta uğranılan yenilginin değil, geçmişten gelen birikimin ve “Elazığspor’dan beklentiler”in tezâhürüdür!..