Son yıllarda şehir içi ulaşımda hızla yayılan elektrikli scooterlar, özellikle büyükşehirlerde adeta bir ulaşım devrimini simgeliyor. Ancak bu pratik ve çevreci araçlar, trafik güvenliği açısından yeni hukuki tartışmaları da beraberinde getiriyor. Peki, bir elektrikli scooter kazasında hukuki sorumluluk nasıl belirleniyor? Kullanıcı mı yoksa scooterı kiraya veren işletmeci mi sorumlu?

Scooterlar Hukuken Ne Sayılır?

Elektrikli scooterlar, Karayolları Trafik Kanunu kapsamında henüz tam anlamıyla motorlu taşıt sayılmasa da bazı yönetmeliklerle belirli kurallara tabi kılındılar. 2021 yılında yürürlüğe giren “Elektrikli Skuter Yönetmeliği”, bu araçların azami hız sınırı, kullanım yaşı ve yol şartları gibi birçok hususu düzenliyor. Ancak hukuki sorumluluk meselesi, daha geniş bir perspektifle ele alınmak zorunda.

Kullanıcının Sorumluluğu

Her şeyden önce, bir elektrikli scooter’ı kullanan kişi, genel güvenlik kurallarına ve yönetmeliklere uymak zorunda. Kaldırımlarda sürmek, ters yönde gitmek ya da birden fazla kişiyle kullanmak gibi yaygın hatalar, kazaya sebebiyet veriyorsa kullanıcı doğrudan sorumlu hale gelir. Türk Borçlar Kanunu’na göre haksız fiil sorumluluğu çerçevesinde zarar gören üçüncü kişiye karşı tazminat yükümlülüğü doğar.

Kullanıcı, 18 yaşından küçükse veya ehliyeti yoksa, ayrıca velayet altında olanların hukuki temsilcileri de sorumlulukla karşılaşabilir. Burada kusur oranı, olayın özelliklerine göre değerlendirilir.

İşletenin ve Kiralama Şirketinin Sorumluluğu

Scooter kazalarında önemli bir diğer taraf ise bu araçları hizmete sunan kiralama şirketleridir. Şirketler, araçların bakımını yapmak, kullanıcıları yeterince bilgilendirmek ve güvenlik tedbirlerini sağlamakla yükümlüdür. Eğer kaza, örneğin fren sisteminin bozuk olması ya da uygulama üzerinden yapılan yönlendirmelerdeki eksiklik gibi teknik ya da organizasyonel kusurlardan kaynaklanıyorsa, kiralama şirketi de zarardan sorumlu tutulabilir.

Bunun yanı sıra, Türk Borçlar Kanunu madde 66 ve 100 kapsamında “adam çalıştıranın sorumluluğu” ve “taşınır malikinin sorumluluğu” ilkeleri de devreye girebilir. İşletenin kusursuz sorumluluğu, bazı durumlarda kullanıcıdan önce gelir.

Sigorta ve Tazminat Meselesi

Elektrikli scooterlar, genellikle motorlu taşıt sigortası kapsamına girmediğinden, klasik trafik sigortası sistemi dışında kalmaktadır. Ancak bu durum, zarar görenin tazminat hakkını ortadan kaldırmaz. Kazaya karışan tarafların kusur durumuna göre tazminat davası açılması mümkündür. Bazı şirketler ise kullanıcıdan, sözleşmeler yoluyla feragatname veya sorumluluk devri talep edebilir. Bu tür belgelerin geçerliliği ise olayın özelliklerine göre mahkemeler tarafından değerlendirilecektir.

Sonuç: Sorumluluk Çok Katmanlı

Elektrikli scooter kullanımındaki artış, hukuk dünyasında da yeni yorumlara kapı aralıyor. Kazalarda sorumluluğun belirlenmesi, çoğu zaman sadece kullanıcı hatasıyla açıklanamayacak kadar karmaşık hale gelebiliyor. Bu nedenle hem kullanıcıların hem de işletmecilerin mevzuata uyumlu şekilde hareket etmeleri, olası sorumlulukları azaltmak açısından hayati önem taşıyor.

Gelecekte daha kapsamlı yasal düzenlemelerin yapılması ve sigorta sistemine scooterların da entegre edilmesi, hem kullanıcıların hem de mağdurların haklarını daha net bir şekilde koruyacaktır.