Kıymetli okuyucularım bu hafta TURAN Gazetesinde, Enerji Verimliliği Haftası nedeniyle konunun ehemmiyetini tekrardan vurgulamak adına ülkemizde uygulanmayan enerji krizi önlemlerini kaleme aldım.  

Kıymetli okuyucularım yaklaşık 1,5 yıldır yabancı ülkelerde ENERJİ KRİZİ’NİN daha da derinden hissedilmemesi için alınan önlemleri görmekteyiz. Ancak yazı başlığımızda da ironi yaparak ülkemizde acaba enerji krizi yok mu diye bir vurgu yapmak istedim. Gerçekten de bazı ülkelerin yapmış olduğu verimlilik uygulamalarının ülkemizde niye olmadığını hep merak etmekteyim. Bunlar nedir diye sorduğunuzda aşağıda ülkelere göre bazı örneklerle bu durumu açıklamak isterim.

Bizim ülkemizde maalesef gereksiz o kadar ışıklandırma var ki, bazen ışık kirliliğinden görmemiz gereken gerçek objeleri dahi göremiyoruz. Enerjide dışa bağımlığımızın yaklaşık %60-70’lerde olduğu günümüzde, israf edilen enerjiye acımamız gerekir. Enerji krizi sürekli başka tüketim kalemlerini tetikler. Yani elektrik fiyatları arttığında üretim maliyetleri artar, marketlerin günümüzde yarışa girdiği etiket çalışması ile gıda fiyatları artar. Sorunları sürekli temel noktalarda aramakta fayda vardır, işte enerjideki kriz de her zaman temel bir tetikleyicidir ve çoğu tüketim maliyetlerini arttıran birinci sebeptir.

Geçmişte gereksiz ışıklandırma ile ilgili ülkemizde ben dâhil birçok bilim insanı yazı yazdı ancak uygulamada yetkililerin hiçbir olumlu eylemini göremedik. Geçenlerde yine devlet kanalımız TRT’de Fransa’nın Eyfel Kulesi, Şanzelize Caddesi, Louvre Müzesi gibi simge mekânları enerji krizi ile mücadelede tasarruf önlemi olarak erken saatlerde kararttığı haberini gördük.

Bakınız enerji krizi o kadar had safhada ki, Avrupa Birliği bu yıl Mart ayının sonuna kadar doğalgaz tüketimini, son 5 yıldaki ortalama tüketime göre % 15 azaltılmasını öngören gaz acil durum planını hayata geçirdi. Böylece yıllık 45 milyar metreküp doğalgaz tasarruf etmeyi planlıyor. Benzer görüşü savunan Almanya da, Almanya için (% 15’ten) daha büyük bir tasarruf ihtiyacı görüyoruz diye açıklama yapmıştır. Yenilenebilir enerji kullanımında ve yatırımında en önlerde olan Almanya bu kriz için tekrardan kömür santrallere dönmeye, Belçika ev ısıtmalarında dereceleri daha düşük seviyelere çekmeye söz vermiştir. İspanya oda sıcaklıklarının 27˚C’nin altında olması durumunda klima çalıştırılmaması gerektiğine, Hollanda gaz depolarını tamamen doldurmaya, kömür santrallerini arttırmaya ve Avusturya ülkesi de sıcak su yerine soğuk su kullanılması tavsiyesinde bulunmuştur. Hatta bazı ülkelerin tasarruf önlemlerine uymayanlar için hapis cezası verdiğini de biliyoruz. Bu ülkelerin ortak eylemi sayılabilecek en önemli tasarruf tedbiri de gece ile sabah belirli bir saat aralığında kamu binaları ve mağaza vitrinlerinin ışıklarını kapatmaktır. Anadolu Ajansının Avrupa Birliği ve bahsi geçen ülkelerle ilgili tasarruf tedbirlerinin görseli haber metnimizde sizlere sunulmuştur.

 

Dünya ülkeleri belirli dönemlerde toplanarak iklim krizini yol açan etkenleri en aza indirmek için, çeşitli sözler verip antlaşmalara imza atarlar. Ancak son zamanlarda, azaltılması düşünülen kömür santrallerine tekrar geri dönüşün olduğunu ve daha çevreci bir dünyanın yakın zamanda olamayacağını görmekteyiz. Avrupa’nın kömür tedarikinde de Rusya’ya bağımlı olması ve artan kömür fiyatları tarihi rekorlara ulaşmıştır. Dolayısıyla hem enerji hem iklim politikaları ve hedeflerinin yeniden değerlendirilmesi ve belirlenmesi zorunlu olacaktır.

Tasarruf tedbirlerini uygulayan ülkelere yukarıda çok az örneklerle değindik, daha geniş önlemleri okumak isterseniz lütfen internet üzerinden bakınız. Aslında dünya ülkelerinin tümünde bu tip uygulamaların olması gerekir, ülke olarak iklim krizinden etkilenmiyoruz dünya olarak iklim krizinden etkileniyoruz. Zevk uğruna ülkeler doğamızı kirletiyor ve bunun acısı da çok kötü olacaktır.

Ülkemiz 2022 yılının ilk 10 ayında 91 milyar dolara ulaşan toplam dış ticaret açığının yüzde 74,4’ü, geçen yıla göre yüzde 120 büyüyen net enerji ithalatından kaynaklanmıştır. Ekim 2022 sonu itibariyle son bir yılda enerji ithalatına ödenen fatura 94,2 milyar dolara, bu alanda oluşan açık 79,8 milyar dolara ulaşmıştır.

Kamuda çalışanlar bilir yıllarca ülkemizde kırtasiye, peçete, havlu vs. kalemlerinde hep tasarruf tedbirleri vardır. Ancak ülkemiz bütçesine daha fazla maliyet doğuran basit önlemlerle önlenebilecek ışıklandırma gibi zevklerimizden her nedense vazgeçemiyoruz. Ülke olarak elektriği o kadar hoyratça kullanıyoruz ki buna artık yetkililerin DUR demesini bekliyoruz.

Ülkemiz enerji çeşitliliği açısından son yıllarda daha çevreci sistemleri devreye alıp, bu kaynakları kullanarak ileriye dönük yatırımlara devam etse de, yukarıda saymış olduğumuz aslında çok basit önlemleri almada bana göre geride kalmıştır.

Bazen bazı sokaklarda o kadar gereksiz sokak lambaları var ki, insanlar sokak lambasının ışığından uyuyamamaktadırlar. Tabiri caizse, adeta sokağı ısıtmak için döviz yakmaktayız. Yaşadığımız şehirlerdeki, ilçelerdeki ve köylerdeki yöneticilerden RİCAMIZ; Lütfen merkezi yönetimlerle görüşerek gece belirli saatlerde tüm kamu binalarının, dükkânların, marketlerin AVM’lerin, kale, köprü, anıt ve camii gibi tarihi ve dini mekânların fazla olan dış cephe ışıklandırmalarını kapattıralım.

Yapacağınız bu hizmet gerçekten gelecek nesillerimize daha temiz ve yaşanabilir çevre fırsatı doğuracaktır.

ESEN kalınız…