Dünya piyasalarının beklediği Amerika Merkez Bankası faiz kararı geçen hafta açıklandı.

Amerika Merkez Bankası faizi piyasa beklentisine paralel olarak 50 baz puan arttırdı. 2000 yılından bu yana ilk kez 50 baz puan artırmış oldu. FED başkanı Powell açıklamalarında 9 Trilyon Dolar bilançoyu daraltma kararı alarak, Haziran ayından itibaren 95 Milyar Dolar azalım sağlanacağını açıkladı. Ayrıca ABD ekonomisinin güçlü olduğunu, ekonomiyi resesyon’a sokmadan yumuşak bir iniş başarma şanslarının olduğunu belirtti. İstihdamın güçlü olduğunu, işsizlik oranlarının düşmeye devam edeceğini, faiz artırımlarının büyümeyi olumsuz yönde etkilemeyeceğini, enflasyon ile mücadelede gerekli önlemlerin alınacağını açıkladı.

İngiltere Merkez Bankası ve birçok ülke merkez bankaları, enflasyon ile mücadelede para politikalarını gözden geçirerek faiz yükseltmeye başladılar.

İç piyasada ise açıklanan enflasyon oranları TÜFE’de aylık bazda %7,25 artarak yıllık %69.97 seviyesine yükseldi. ÜFE’de ise aylık %7,67 yıllık %121,82 ile 1995 yılından beri en yüksek seviyeyi görmüş oldu. Çekirdek enflasyon ise %52,37 seviyesine yükseldi.

Artış miktarları ulaştırmada %105,86, gıda da aylık %13,38 oldu ve en yüksek artışı yaşayarak yıllık artış %89,10 olarak gerçekleşti.

Merkez Bankası Başkanı KAVCIOĞLU’nun Enflasyon beklenti sunumunda 2022 yılı sonunda %23,2 beklenen Enflasyon oranını revize ederek %42,8 seviyesine, 2023 yıl sonu beklentisini ise %12,9 seviyesine revize etti.

KAVCIOĞLU’nun 3 aylık bir süre zarfında kesin olarak yanılması, piyasalar açısından güvensizlik yaratarak Merkez Bankası’nın Enflasyon ile ilgili söylemlerinin gerçeği yansıtmadığını, Enflasyon oranlarının %70 seviyesine yükselmesinde Rusya-Ukrayna Savaşı’nın etkili olduğunu söyledi.

Hâlbuki Rusya-Ukrayna Savaşı 24 Şubat’ta başlamış ve Şubat ayı Enflasyonu açıklandığında %54 seviyesinde idi. Anlaşılan, savaş başlamadan önce zaten enflasyon yüksek seviyedeydi. Enflasyonun yükselişini sadece savaşa bağlamak doğru bir tespit değil. Yıl sonu Enflasyonu’nu %42,8 olarak beklemenin petrol, gaz, gıda ve enerji fiyatlarındaki artışlar ve belirsizlikler ile mümkün olmadığını belirtmek isterim.

Ülkemizde ihracat %24,6 artış ile Nisan ayında 23 Milyar 364 Milyon Dolar olarak gerçekleşti.

İthalat ise %34,9 oranında artış ile 29 Milyar 466 Milyon Dolar olarak gerçekleşirken, cari açığımız 6 Milyar 100 Milyon Dolar oldu.

Ocak ve Nisan döneminde ise cari açık 32 Milyar 500 Milyon Dolar’a yükseldi.

İhracat rakamlarındaki artış umut verse de, ithalat fiyatlarındaki enerjiye bağlı artışın cari açığı olumsuz etkilemesi moralleri bozmuş oldu…

Sonuç olarak FED’in Faiz Kararı, Enflasyon oranlarının yüksekliği ve Enflasyon- Faiz arasındaki reel getirinin (enflasyon %70 faiz %14) -%56 olması Türk Lirası’na olan güveni zedelemiş durumda.

Bundan sonraki süreçte Dolar/TL’nin teknik olarak yukarı doğru hareket etmesini 15 TL seviyelerinin geçilmesi ile 15,20 ve 15,60 seviyelerine yükselmesi kaçınılmaz olacaktır. Gram Altın’da ise 890-930 bandında hareket etmesini Altın’a olan talebin artacağını tahmin ediyoruz.

 

Yasal Uyarı!

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.