Neden Bazı İnsanlar Vazgeçmez?
Hayatta zorlandığımız anlarda sıkça aynı cümleyi kurarız:
“Ben bu konuda iyi değilim.”
Oysa psikoloji bize şunu söylüyor: Asıl fark yaratan, ne kadar iyi olduğumuz değil; gelişebileceğimize inanıp inanmadığımızdır.
Psikolojide buna gelişim odaklı zihniyet deniyor. Bu yaklaşım, zekânın, yeteneklerin ve becerilerin doğuştan sabit olmadığı; çaba, öğrenme ve deneyimle gelişebileceği fikrine dayanıyor. Bunun karşısında ise sabit zihniyet yer alıyor: “Ben buyum, bundan fazlası olmaz” düşüncesi.
Bu iki zihniyet arasındaki farkı günlük hayattan bir örnekle düşünelim.
Bir öğrenci sınavdan düşük not aldığında sabit zihniyete sahipse “Demek ki matematikten anlamıyorum” der ve geri çekilir. Gelişim odaklı zihniyete sahipse ise “Bu yöntem işe yaramadı, başka nasıl çalışabilirim?” diye düşünür. Aynı durum iş hayatında da geçerlidir. Bir sunumu başarısız geçen çalışan, “Ben zaten iyi bir anlatıcı değilim” demek yerine “Bir dahaki sefere nasıl daha iyi hazırlanabilirim?” diye soruyorsa, gelişim odaklı zihniyet devrededir.
Araştırmalar, gelişim odaklı zihniyete sahip bireylerin hatalardan daha az korktuğunu, zor görevlerden kaçınmadığını ve uzun vadede daha dirençli olduğunu gösteriyor. Çünkü hata onlar için bir “yetersizlik kanıtı” değil, bir öğrenme fırsatıdır.
Peki bu zihniyet doğuştan mı gelir? Hayır. Gelişim odaklı zihniyet öğrenilebilir.
Peki gelişim odaklı zihniyet nasıl geliştirilebilir?
Gelişim odaklı zihniyet, zamanla ve bilinçli küçük adımlarla geliştirilebilir. Psikoloji araştırmaları, bu zihniyetin özellikle kişinin kendisiyle kurduğu iç diyalog, hatalara bakış açısı ve günlük alışkanlıklar yoluyla güçlendiğini gösteriyor.
1. Kendinizle konuşma biçiminizi fark edin. Zorlandığımız anlarda içimizden geçen cümleler çoğu zaman fark edilmez ama belirleyicidir.
“Ben bu işte kötüyüm” demek, kişiyi olduğu yere sabitler. Oysa “Bu konuda zorlanıyorum ama öğrenebilirim” demek, zihni gelişime açar. Buradaki fark, kendimizi tanımlamak yerine süreci tanımlamaktır.
2. “Henüz” kelimesini aktif kullanın. “Bunu yapamıyorum” yerine “Bunu henüz yapamıyorum” demek, beynimize şunu hatırlatır: Gelişim mümkündür. Araştırmalar, bu küçük kelimenin bile motivasyonu artırabildiğini gösteriyor.
3. Hatalara bakış açınızı değiştirin.
Sabit zihniyet hatayı bir başarısızlık işareti olarak görür.
Gelişim odaklı zihniyet ise şu soruyu sorar:
“Bu hata bana ne öğretti?”
Örneğin bir sunum beklediğiniz gibi gitmediyse, “Ben anlatamıyorum” demek yerine “Hangi bölümde dinleyiciyi kaybettim?” diye düşünmek gelişimi başlatır.
4. Sonucu değil, çabayı ve stratejiyi öne çıkarın.
Kendinizi ya da başkalarını överken “çok zekisin” demek yerine
“Bunun için emek vermişsin” ya da
“Farklı bir yol denemişsin” demek, öğrenmeyi vurgular.
Bu yaklaşım özellikle çocuklar ve öğrenciler için çok etkilidir, ancak yetişkinler için de geçerlidir.
5. Karşılaştırmayı azaltın.
Başkalarının nerede olduğuna odaklanmak yerine, kendi ilerlemenize bakın.
“Düne göre neyi daha iyi yapıyorum, neyi geliştirebilirim?” sorusu, gelişim odaklı zihniyetin temel sorularından biridir.
6. Geri bildirimleri öğrenme fırsatı olarak görün.
Eleştiri duymak her zaman kolay değildir. Ancak gelişim odaklı zihniyet, eleştiriyi kişisel bir saldırı değil, gelişim için bir veri olarak ele alır.
“Bunda bana yardımcı olabilecek ne var?” sorusu savunmayı azaltır.
Sonuç...
Gelişim odaklı zihniyet, insanı kusursuz hale getirmez. Ama insanı daha esnek, daha dayanıklı ve öğrenmeye daha istekli hale getirir. Hayat boyunca karşılaştığımız zorlukları birer sınır değil, birer gelişim alanı olarak görmemizi sağlar.
Belki de en önemli soru şudur:
“Şu anda nasıl mükemmel olabilirim?” yerine,
“Bir adım daha nasıl gelişebilirim?”
Kaynak
Dweck, C. S. (2006). Mindset: The New Psychology of Success. Random House.
Yazar: Uzman Psikolog Zeynep Taşel Günal