Geçen hafta TUİK, Mart ayına ilişkin enflasyon oranlarını açıkladı.

Aylık tüketici enflasyonu %5,6 artarak yıllık bazda %61,14 seviyesini görerek son 20 yılın zirvesini yenilemiş oldu.

Üretici fiyatlarındaki artış ise, aylık %9,19 artarak yıllık %114,97 seviyesine yükseldi.

TÜFE ve ÜFE arasındaki makas, yeni bir rekor kırarak 53,8 puan oldu. TCMB Başkanı KAVCIOĞLU’nun göreve geldiği zaman, ‘’Çekirdek Enflasyon’u baz alarak Faiz’in, Çekirdek Enflasyon’un 1-2 puan üzerinde olacaktır.’’Dediği Çekirdek Enflasyon, %48,39 oldu. Çekirdek Enflasyona göre faiz belirlemiş olsaydı, şu an faizlerin 14 değil de %50 seviyesinde olması gerekirdi.

Sayın KAVCIOĞLU Enflasyon ile ilgili değerlendirmesinde, artışın ‘Jeopolitik riskler ve emtia fiyatlarındaki artış’ ile belirginleştiğini ifade etti. Enflasyonun jeopolitik risklerden önceki seviyesi %35 civarındaydı. Enflasyonun yükselişini sadece jeopolitik risklere bağlamak doğru değildir. Yükselişlerin ulaştırmada %99,12, gıdada ise %70,33 olması en çok asgari ücretliyi etkilemiş oldu…

Yapılan KDV indirimlerinin ise tüketiciye yansımadığını görmüş olduk. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası beklenti anketi sonuçlarında, Enflasyonun yıl sonunda %46,44 olarak beklenmesi, önümüzdeki aylarda Enflasyon’daki yükselişin devam edeceği ve yılın son çeyreğinde düşüşlerin olabileceği anlamını taşıyor.

ABD Merkez Bankası (FED), önümüzdeki ay yapacağı faiz toplantısında faizlerin 0,50 baz puan artırılacağı, bilanço daralmasına giderek piyasadaki parayı geri çekmek istemesi ve 10 yıllık ABD tahvillerinin 2019 yılından sonra 2,70 seviyesini aşması, Dolar endeksinin ise uzun bir aradan sonra 100 seviyesini aşması Dünyada, Dolar’a olan talebi artırdı.

ABD’de faizlerin yükseleceği beklentisi, Altın’ın ONS fiyatının 1916 seviyelerine kadar düşmesine sebep olsa da, Rusya-Ukrayna savaşında barış görüşmelerinin Buça’daki olaylar nedeni ile sekteye uğraması, Altın’a olan talebi tekrar arttırarak 1947 ONS seviyelerine yükselmesine ve Gram/TL olarak da 900 seviyesine düşen Altın’ın, tekrardan 925 TL seviyesine yükselmesini sağladı.

Önümüzdeki günlerde ONS’un 1950 seviyesinin üzerinde kalması halinde, tekrar 1970 seviyesine kadar yükseliş yaşayabileceğini, Gram Altında ise 935 seviyelerine kadar yükselişini sürebileceğini söyleyebiliriz.

Dolar/TL’de son bir aydır 14.80 seviyesini aşamadı. Teknik olarak 14,50-14,80 TL arasına sıkışan kur 14,90 TL seviyesinin geçilmesi halinde, 15 TL psikolojik direncin geçilmesini sağlayarak 15,50 TL’ye kadar yükseliş yaşayabilir. Kur Korumalı TL Mevduat’ta geçen hafta 610 milyar TL Mevduatların bu hafta 695 milyar TL’ye yükselmesi Dolar’daki baskıyı arttırmış oldu.

Rusya-Ukrayna savaşında en çok etkilenen para birimlerinden olan Euro, Dolar’a karşı değer kaybederek parite’si 1,1180 seviyelerinden 1,0840 seviyelerine düştü. Bu düşüşün etkisi ile 16,30 TL olan Euro kuru 15,95 seviyesine kadar düşüş yaşadı.

Euro, Rusya-Ukrayna savaşında olumlu görüşmelerin ve barış haberlerinin oluşması halinde değer kazanacağını söyleyebiliriz. Bir müddet daha 15,90-16,30 TL aralığında hareket edeceğini bekleyebiliriz.

Petrol’de ise yatay bandın oluştuğunu, Brent Petrol’ün varil fiyatının 100-105 Dolar aralığında hareketinin önümüzdeki günlerde 100 Dolar seviyesini aşağı yönde kırılması halinde 95-90 Dolar bandına kadar düşeceğini tahmin ediyoruz.

Yasal Uyarı!

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.