Kıymetli TURAN Gazetesi okurları, uzun zamandır gündemde olan sendikaların özgül ağırlıkları ile ilgili ben de bir yazı kaleme almayı istedim.

Devlet memuru olmamdan ötürü, zaman zaman da sendikalı olmamdan dolayı ve son zamanlarda yoksulluk sınırının altında çalışan tüm devlet memurlarının sendikalardan fayda görmemesi gibi durumlar nedeniyle fikrimizi beyan etmemiz en doğal hakkımız oldu. Sendikacı arkadaşlar bu yazı dolayısıyla beni taşlayabilirler. Çalışanlar için şunu yaptık, bunu yaptık diyecekler ama gerçekten varlıklarından ve varlıklarını işe dönüştürememelerinden üyeler rahatsız.

Tüm memur sınıflarında çalışan özellikle kamu mühendisini, öğretmenini, mimarını ve avukatını sendikaların çok mağdur ettiğini sosyal medya ve yazılı basında hep görüyoruz. 09.05.2023 tarihinde Hükümetimiz tarafından işçilere yapılan yüzde 45 zammı destekliyoruz, gayemiz onlar niye aldı, memur niye almadı değil. Bana göre en büyük sorun; topyekûn bir düzenleme ile meslekler arasında uçurumların oluşturulmasıdır.

Memuru, mühendisi, öğretmeni kısacası hayat pahalılığı karşısında ezilen tüm paydaşları hükümet masasında destekleyecek en önemli kuruluş sendikalar olmasına rağmen varlıkları ile yoklukları arasında pek bir şey fark etmiyor. Maaşlarını alacakları banka ile promosyon mücadelesinde bile mağlup olan sendikalar gerçekten son zamanlarda hayal kırıklıkları yaşatmıştır.

Karar vericiler arasında hiçbir çeker gücü olmayan sendikaların tek başarılı oldukları konu; nasıl üye sayımı artırabilirim, kendi kazancımı nasıl artırabilirim gibi düşüncelerinden başka bir şey değildir.

Kişisel itibarları konusunda her türlü haklarını savunan ancak üyeleri için pek de benzer bir görüntü sergilemeyen, yılda bir kupa bardak, takvim gibi ürünlerle var olduğunu hatırlatan sendikalar, söz ellerine geçtiğinde ise çok güçlü olduklarını belirtir, kimi yerde Vekil adaylarını, Rektör adaylarını sözde destekleyerek bu kişilerin seçilmesinde büyük pay sahibi olduklarını anlatan durumlara da şahitliğimiz vardır.

Bazı şehirlerde ve kamu kurumlarında tüm tayin, terfi işleri ile uğraşan sendika temsilcileri, insanları kutuplaştırmaktan, sen bizdensin o bizden değil diyerek ötekileştirmeyi had safhalara çıkaran gruplardır. Memurun temel sıkıntılarından çok, uğraştığı, emek verdiği işin kendisine nasıl yarar sağladığının peşindedir.

Son zamanlarda aslında hiçbir güçlerinin olmadığı, sadece kendi çıkarları için çalışan bir topluluk oldukları ortaya çıkmıştır. Siyasi partilerin arka bahçeleri olmaktan kurtulamamaları da cabası…

Kızgınız, çünkü bizleri temsil edemedikleri için kızgınız!

Ülkemizde sayısı on binlerden fazla olan bağımsız sendikalar içerisinde 2 milyona yakın memurun da sendikalı olduğunu biliyoruz.

Takvim, termos, duvar saati vs. eşantiyon ürünler dediğimiz hediyelerle sendikacılık yapan kişilerin artık memurların özlük hakları ile uğraşmasını bekliyoruz.

ESEN kalınız…