deniz turan 16

Bu haftaki Tarihten Bir Yaprak köşemize 17 Teşrin-i Sani937 (Rumi)(17 Kasım 1937)yılına ait Gazetemizi inceliyoruz.

“BÜYÜK BAŞBUĞ ATATÜRK ELAZİZDE” manşet haberibizi tarihin tozlu sayfalarına gururla götürüyor.

Türk Milletinin, Müslüman Âleminin başına bela olan empertyalist güçler, Türklüğü tarih sahnesinden ilelebet silmek için ellerine geçirmiş oldukları muazzam fırsatı değerlendirememiş; Cenabı Allah’da yüzyılda bir millete nasip ettiği dahi önderi, bu sefer Türk Milletine nasip etmişti.

Milletinin, vatanının, değerlerinin kıymetini hakkıyla bilen; bizi biz yapan doğrultuda korkmadan ilerleyen liderlerle tarih sahnesinde mucizeler gerçekleştiren Türk Milleti, geçen yüzyılda da Mustafa Kemal Atatürk ile bunu tüm dünyaya bir kere daha ispat etmiştir.

Kendisine biçilen kefeni yırtıp atan Türk Milleti, Başkumandanı ve Ebedi Lideri bağrında; gurur sevgi ve coşkuyla ağırlıyordu.

Elaziz gururluydu.

Elaziz sevinçliydi.

O tarihli gazete kupürümüzden aynen aktarıyorum, “Büyük önder Atatürk ayın 17’nci günü Elaziz’i şereflendirdiler. Atatürk çılgın ve taşkın halk tezahürat ile karşılandılar. Akşam Halk evinde verilen müsamereyi teşrif ettiler. Halk evinde 5 saat kaldılar ve yüksek huzurlar ile orayı şereflendirdiler. Büyük şef gece saat birde Elaziz’den ayrıldılar.”

 

Gazetemizin kurucusu Rahmetli Dedem İhsan Turan’ın anlatımıyla… “Atatürk’ün Elazığ’a gelme münasebetiyle; o zaman Halkevi olarak bilinen, şimdiki Ögretmenevi olarak kullanılan binada gece müsamere düzenlenmişti. Şehrin ileri gelenleri ile birlikte bende orada bulunuyordum. Atatürk salona teşrif ettiğinde herkes çok heyecanlanmıştı. Salona ilk girdiğinde herkesi o masmavi yıldırım gibi bakışları olan gözleriyle süzdükten sonra; Paşa kendisine ayrılan masaya oturmuş; yanına oturması ve sohbet etmesi içinde salon içerisinde bulunan davetlilere göz gezdirerek masasına bizzat kendisi davet etmişti. Bu davetliler arasında ben de vardım…”

 

Rahmetli Beyba (İhsan Turan) bunu söyleyince bizim heyecanımız bir kat daha artardı, sonrasını merakla dinlerdik… “Beyba ne konuştunuz? Size bir şey sordu mu?” diye onu sıkıştırırdık… O ise tatlı bir tebessüm ederek bize ne konuştuklarını pek söylemezdi.

Keşke yine bir Kasım sabahı Elazığ’a gelse… En başta Türkiye ve bölgemiz olmak üzere, Dünyanın ona çok ihtiyacı var.

Atatürk’ü Elazığ’a geldiği ay olan Kasım ayı onun bizim aramızdan gittiği ay da oldu. Sadece Elaziz’den gitmedi Mustafa Kemal; bir sene sonra, bir Kasım ayı dünyadan da göç eyledi ebedi aleme. Elazığ için hem sevinç, hem hüzün var Kasım ayında… Yerinin dolması mümkün değil. Her Kasım…

 Her zaman Saygı Sevgi ve Rahmetle anıyoruz. Nur içinde uyu, mekânın Cennet olsun Mustafa Kemal ATATÜRK.