Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; il ve ilçe merkezlerinde yaşayan nüfus oranı yüzde 93.4, belde ve köylerde yaşayanların oranı ise yüzde 6.6’dır. Türkiye nüfusunun yüzde 18.65’i İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya olmak üzere 5 ilimizde yaşamaktadır. (1) Türkiye’nin son yıllardaki nüfus piramitlerine bakıldığında, yaşlı nüfusun arttığı ve ortanca yaşın yükseldiği görülmektedir. Türkiye nüfusunun ortanca yaşı 33.5’e yükseldi. TÜİK’e göre ülke nüfusunun yüzde 68.1’i çalışma çağındaki nüfusu oluşturmaktadır. Toplam nüfus içinde belde ve köylerde yaşayan nüfus her geçen gün azalarak belde ve köylerde yaşayanların oranı yüzde 6.6’ya kadar düştü. 2015-2019 döneminde köy nüfusunun 214 bin 202 kişi azalması, kırdan ya da köylerden kentlere yaşanan göçün nüfus hareketliliği ve yerleşimdeki sorunu ortaya koymaktadır. (2)

Bilindiği gibi, göç genellikle yerleşmek amacıyla bir yerleşim yerinden bir başka yerine gitme eylemi şeklinde tanımlanmaktadır. Ülkemizde özellikle 1950’li yıllardan sonra başlangıçta kırdan kente göç hareketleri hızlanmaya başlamıştı. Kırsal göçün, tarımsal dönüşüm ve ekonomik sorunlardan kaynaklandığı açıklanmaktadır. Buna neden olarak da istihdamda kolaylılık, kamusal hizmetlere yakınlık ve sosyal yaşam imkanları gösterilmektedir. Kırsal alanda artmaya başlayan işsizlik, kamu hizmetlerinden yararlanma zorluğu, toprakların verimsizleşme tehlikesi, mevcut toprakların genişletilmesi yerine tam tersine toprağın miras yoluyla parçalanması, kent merkezlerinde bile hizmet sektörü dışında istihdam yaratacak alanlar oluşmaması sonucu kentlere yönelişin artmasına yol açtığı belirtilmektedir. Buna ayrıca, tarım kesiminde görülen gizli işsizlik, yanlış kalkınma ve tarım politikaları eklenince bu olumsuz tablo ortaya çıkmıştır. (3)

Son iki yıldır etkisini sürdüren koronavirüs salgını ile beraber, ekonomide daralma ve hayat pahalılığı başta İstanbul olmak üzere birçok metropolden farklı Anadolu şehirlerine ve kırsala göç etmeye başlamıştır. İstanbul’u geçtiğimiz yıl 595 bin kişinin terk ettiği açıklanıyor. En çok göç veren iller arasında İstanbul, Adana, Gaziantep, Şanlıurfa, Van, Kayseri, Diyarbakır ve Hatay gibi iller yer almaktadır. (4) Günümüzde birçok insanın; şehrin gürültüsü, pahalı ve zor yaşam koşulları, trafik sorunu, suç ve hastalıklarla dolu ortamı terk ederek, kırsal kesimde daha ucuz, daha kaliteli ve doğal bir yaşamı tercih ettiği belirtiliyor. Bu sosyal koşullara ek olarak birçok vergiyi daha az ödemek ve daha ucuz elektrik, su, doğalgaz, sağlık, ulaşım ve benzeri kamu hizmetlerinden yararlanmak suretiyle kırsal kesimde yaşamın özendirilmesi tersine göçün daha da artmasına neden olacağı görüşündeyiz.

Sonuç olarak; İstanbul’da yaşayan birisine göre kırsal kesimde yaşamayı tercih eden bir kişinin her türlü vergiyi daha az ödemesinin ve kamu hizmetlerinden çok daha ucuz yararlanmasının teşvik edilmesi uygulanabilir bir politika olarak düşünülmelidir. 1970’li yıllarda uygulamasına tanık olduğumuz Almanya’nın Batı Berlin’de yaşamayı tercih edenlere uyguladığı “Berlin Yardımı” teşviği benzer sosyo-ekonomik birçok teşviğin Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerimizle diğer bazı kentlerde ve özellikle kırsal bölgelerde uygulamaya sokulmasını öneriyoruz. Böylece kırsalda yaşamı daha ucuz, daha kolay ve kaliteli bir hale getirerek tersine göçü özendirebiliriz. Ayrıca bu bölgelerde yatırımları teşvik ederek iş ve istihdam olanağı yaratılarak tersine göç cazip hale getirilebilir.

Kaynakça:

(1)   TÜİK 2023/ Şubat verileri

(2)   aa.com.tr/gündem

(3)   İdris Kılıçaslan

(4)   ekoiq.com