Merhaba, sizlere bu hafta yine geçen hafta söz ettiğim Elazığ Halkevi’nin 22 Ocak 1936 tarihli Altan Dergisi’nin 12. Sayısı’nda yer alan “Şarımızda Olup Bitenler” adlı ve 24 Temmuz 1937 tarihli 28. Sayısı’nda yer alan “Kadınlarımız İçin Bir Muhtıra” başlıklı yazılardan söz edeceğim:  

ALTAN DERGİSİ 12. SAYI:

“Sağlık Direktörlüğünde,

                              Çemişkezek kazasının Mansavut köyünde, Pertek ilçesinin merke­zinde ve il merkezinde Tifo vakaları görülmüş icap eden Aşı ve tedabir yaptırılmış, hastalığın tevessüüne meydan verilmemiştir.

                              Memleket hastanesinde üç müteahassis tarafından müracaat eden pek çok hastalar tedavi edilmiş ve hastahanenin müracaat eden hastala­ra nisbeten kadrosunun kâfi gelememekte olması hasebile 50 yata­ğın 70’e iblağı için vilâyet nezdinde teşebbüsatta bulunulmuştur.

                              Bayındırlık İşleri,

                              Pertek köprüsünün tamiratına başlanmıştır bitmek üzeredir. İlimiz­de yeniden yaptırılmağa başlanan betonarma köprülerin istikşafı bitmiştir. Keşif evrakı Bayındırlık Bakanlığına gönderilmiştir.

                              Elâziz—Erzincan yolu üzerindeki Betonarma Keban köprüsü inşaatı faaliyetle devam etmektedir, Bütün bu faaliyete İlbay Tevfik Gür’ün şaşmaz disiplin ve kontroluna inzimam eden genç fen memurların mesaisile bir kat daha ehemmiyet verilmekte ve hızını çok ileri­ye götürmektedir,

                              İskân Dairesinde,

                  İlimizde Göçmen işi başlı başına bir mahaline gelmiş ve başta ilbay olmak üzere bütün alakadarların önemli mesai sarfını icap ettirmiştir. Göçmenlere 300 koyun halktan toplanarak verilmiş ve ayrıca halkın yardım ile ve ilbaylığın bu muhik yardımı temin için makul tedbirlerle 6000 kilo buğday. 200 kilo yağ 100 kilo Tuz 7000 kilo odun verilmiştir. Ayrıca Halk tara­fından 100 hasır 1324 kazak ve birçok çamaşır ihzar edilerek yoksul göçmenlere dağıtılmış­tır,         

                              Ziraat Direktörlüğünden,

                              Havaların kânunlar içerisinde yaz ayı şeklinde gitmesi kış ve soğuk olmaması dolayisile rençberden gayri halkı sevindirmekte ise de ziraat hususunda endişe vermektedir. Çünkü ağaçların tomurcukları kabarmış ve açılmak üzeredir. Binaen aleyh bir gün ağaçlar çiçeklenecek ve gördüğü şiddetli rüzgâr ve soğuk kar netice­sinde yanacaktır. İlerde Elazığ’da hiç meyve olmayacaktır.”

ALTAN DERGİSİ 28. SAYI:                            

“KADINLARIMIZ İÇİN BİR   MUHTIRA

Evi yuva yapan kilerdir.

Ev kadını, esvap dolabın kadar kilerini de düşün :

Her mevsime göre reçel ve şuruplarını hazırla!

Her mevsimde reçel ve şurup yapacak yemişlerimiz var.

Türk evinin en şerefli ananesi kilerdir.

Kavanoz, kavanoz reçelleri, şişe, şişe şurupları olmayan bir ev, çocuksuz bir yuva kadar nadirdir.

Bu güzel ananemizi yaşatalım! Kilerinde reçel ve şurup olan eve hastalık girmez! Reçel ve şurup pişen evlere tatsızlık girmez! Ev kadını!

Bol çilek mevsiminde reçel ve şurup yapmağı ihmal ettinse, bari vişne mevsimini kaçırma!

Ev kadını!

Tasarrufa riayetin ilk şartı, bir kiler sahibi olmaktır.

Kilersiz ev, hesapsız evdir.

Kuvvetli ve ucuz gıda reçel ve şuruptur.

Yavrularınıza bol reçel yediriniz ki gürbüz olsunlar.

Misafirlerine şurup ikram et!”