Sizlere bu hafta Anadolu’da ilk yazılı kaynaklardaki yer adları ve yerlerinin tayini üzerine incelemeler adlı 1960’lı yıllarda Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Sümeroloji Bölümü’nden Dr. Emin Bilgiç’in hazırladığı bir tarih araştırmasından söz etmek istiyorum.             

Keban’ın binlerce yıllık yaşam alanı ve maden geçmişi olduğuna yönelik bize kaynak olabilecek bilgiler arasında, Anadolu’nun ilk yazılı kaynaklarını oluşturan ve bilim dünyasında Kapadokya Metinleri adı verilen Asur dilindeki belgeler arasında Anadolu yerli halklarına özgü birtakım sözcükleri görüyoruz.

Özellikle çeşitli üretim ve yapım yerleri ya da kültür ve ticaret merkezleri olarak geçen ve hangi bölgeye ilişkin oldukları bilinmeyen, tarihe kaynaklık edecek buluntulara yol açacak yerlerden özellikle maden çıkarma ve üretim yeri olarak geçen yerlerle ilgili Lagaş kent beyi Gudea’nın, tapınak yapımını betimleyen metinlerde altın üretilen ve getirtilen Kapadokya ve Hitit Metinlerinde de çok rastlanan Doğu Anadolu’nun bilinmeyen bir yerindeki Hahhum Kenti bir örnektir. Bu yerin ilk çağlarda ilçemiz ya da bölgemiz olma olasılığı var mıdır, bilemiyoruz.                

Aynı biçimde –an ile sonlanan ve metinlerde sık sık yer bulan Ku(?)-pa-an yer adı da Kültepe metinlerde görülmektedir. Bu yerin neresi olduğu hakkında da bilgimiz yok ancak, Apitipan metinlerine göre Razama gibi Malatya- Diyarbakır arasında olması sanılmakta.

Bunun için kent adının Fırat -Dicle -Zagros arasındaki geniş bölgede çok rastlanan ve bilgin Landsberg’in Kut ırkıyla ilgili gördüğü –an ile sonlanan Dagan, Laban gibi çok tanrılı ilkel dinlerde tanrı adı, Tirikan gibi kişi adlarıyla anılan birçok yeri bu gruba alabiliriz. 

Bunların bir bölümü hem Kas hem de Asur kaynaklarında, bir bölümü yalnız Asur metinlerinde görülen Arman, Padan, Haban, İsalman, Zaban, Tuşhan vb yerler sayılabilir. Bu adlandırmalar da Keban adının bu gruba benzerlik gösterebileceği olasılıklarını doğurmaktadır. 

Kişi adları ile bu bölümdeki –an ekliler arasında kök ve sözcük yapısı yönünden bir benzerlik olup olmadığı kesinlik içermese de, -an ekli kişi adları daha çok Orta Anadolu’da, -an ekli yer adlarının da Fırat -Dicle arasında bir yerlerde olduğu sanılmaktadır. Bunun için –an ekinin iki bölgede ayrı anlamlarda kullanıldığı düşünülmektedir. Yukarıda da yazdığımız gibi, Asurca maden yerleri içinde nerde olduğu bilinmeyen Katara ve Hahhum diye adlar da bulunmaktadır.

Yine, maden yönünden gelişmiş bir ülke olan İşuva da Harput ve Fırat ırmağı iki yanında, bir yanda Kitvana, bir yanda da Hurri ülkesi ile sınır olduğunu ileri sürmektedir. 

Bu belgelerde adı geçen maden yerlerinden biri de, Hapurata ve Karpata diye söz edilen özellikle “iyi bakır ve maden”  konusu geçen ve yeri bilinmeyen ve bulunamayan kent adı da bize ilimizi çağrıştırıyor.

Saygı ve sevgilerimle….