KIBRIS ŞEHİTLERİ / CEM BAYINDIR

Ocak 1964 tarihli Yeni Fırat Dergisi’nin 19. Sayısından aldığımız, 24 Aralık 1963 tarihinde tarihimizin en acı olaylarından biri olan gurur kaynağımız hemşerimiz İlhan Ailesi’nin acımasızca katledilmesi sonrasındaki Elazığ’daki cenaze törenini anlatan Fikret Memişoğlu’na ait olduğunu düşündüğümüz bir yazı ve Ömer Kayaoğlu’nun bir şiirini şehitlerimizin yüce hatıralarına gönderiyoruz:

A Papaz

Başpiskopos Makarios’a nefretlerimle

Soyuna yakışır hatan a papaz!

Tırnakları kana batan a papaz!

 

Türkün beş yüz yıllık uşaklarına

Peylediğin hangi vatan a papaz!

 

Bozkurdun uğrağı olan diyarda

Çakallara kalmaz meydan a papaz!

 

Ruhunu bir kere çarmıha gerdin

Hâlâ İsa mıdır ustan a papaz!

 

Tel tel kopmasını hak eylediğin

Kara sakalından utan, a papaz!”

(Ömer Kayaoğlu)

“ Dört şehit verdik. Vatan sağ olsun ‘’

 

Bütün yurtta lanetle anılan Kıbrıs olayları sırasında, Adadaki, Türk Askeri Birliğinde görevli olan hemşerimiz Dr. Bnb. Nihat İlhan’ın eşi Mürüvvet ile üç küçük çocuğu, Murat, Kutsi ve Hakan'ın canavarca öldürülmesi, unutul­maz üzüntüler yaratmıştır.

Kıbrıs Hastanesinde Türk Rum ayırt etmeksizin hizmet gören, Dr. Ni­hat İlhan, faciayı öğrenince, tek teselli olarak, şehitlerinin Türkiye'ye getirilmelerini ve ecdadının gömülü bulunduğu Elâzığ topraklarına defnedilmesini ar­zu etmiştir.

28.12.1963 Cumartesi günü Kıbrıs’taki olayları telin için, Elâzığ gençlerinin yapmakta oldukları miting sırasında toplanan, binlerce kişi, yapılan ci­nayetleri lanetlerken şehitlerin Nihat İlhan ile beraber, Havaalanına getiril­mekte olduğunu öğrendikleri zaman, heyecan ve ızdırapla sarılmışlar ve “Öç istiyoruz” diye bağırmışlardır.

Yirminci asrın son yarısında ve Medeni Dünyanın gözü önünde işlenen insanlığa yakışmaz bu cinayetler, “İstiklâl Marşı”nın şairi Mehmet Akif’in:

“Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar!” mısraındaki hakikati bir ke­re daha anlatmıştır bizlere.

Uçakla şehrimize getirilen, şehit anayla üç yavrusu alanda kadın, erkek, genç, ihtiyar, büyük bir topluluğun gözyaşları arasında karşılanmış ve Elâzığ'a getirilerek Zonguldak'tan gelecek akrabalarının da son vazifelerini yapabilme­leri için Askeri Hastaneye tevdi olunmuşlardır.

30.12.1963 Pazartesi günü, vatan kurbanlarının, şehitliğe gömülmesi için yapılan tören sırasında ebediyet yolcularına, son sözlerini söyleyen Dr. Nihat’­ın: “Dört şehit verdik vatan ve millet sağ olsun” temennisiyle; ondan sonra ko­nuşan genç bir üsteğmenin, hazin ve heyecanlı sözleri, binlerce kişiyi yaralı tek bir kalp halinde hıçkırtarak ağlattı.

Konuşmasının sonunda, şehit tabutlarına dönen genç üsteğmen:

“Eğer Tanrım fırsat verirse, her biriniz için, on Rum öldürmek hususunda, Türklüğüm ve askerlik namusum üzerine ant içerim” diyerek, milletin müşterek andına tercüman olmuştur.

Yakup Şevki Caddesi sonundaki şehitliğe gömülen Anne ve yavrulan için, ilimizde bulunan bütün hafızlar son vazifelerini yerlerine getirmişlerdir.”

PHOTO-2021-12-24-19-26-39.jpg