Türkiye İstatistik Kurumu İnşaat Maliyet Endeksi verilerine göre her ay düzenli olarak inşaat maliyetlerinde ciddi artışlar yaşanıyor. Aylık bazda yaklaşık yüzde altı, yıllık bazda ise yüzde 70 civarında artış görülüyor. Malzeme endeksinde yıllık yüzde 60 yükseliş yaşanırken işçilik endeksinde ise yüzde 120 civarı bir artış oldu. Sahada yaşayan biri olarak reelde artışların açıklanandan çok daha fazla olduğunu görüyoruz. Veriler açıklandığında öngörülerimizdeki artışların devamının geleceğini düşünüyoruz. Finansman maliyetlerindeki artışın inşaat maliyetlerindeki ve konut fiyatlarındaki artışa, beraberinde konut satışlarının hızla düşmesine neden olmaya devam edecektir. İnşaat girdi maliyetlerinin artmaya devam ettiği sürece fiyatlarda bir düşüş yaşanmayacağı gibi 2.el konut stoğu eridikçe fiyatların çok daha yükseleceğini söyleyebiliriz. Konut kredilerinde yaşanan erişim probleminin fiyatlara olumlu yönde yansıması olmayacaktır. Bu bağlamda Konut Fiyat-Hane Gelir Oranı verilerine göre kredilerin veya krediye erişimin hane halkının aylık gelirinin yaklaşık yüzde 70 ine denk geldiği görülmektedir. Oysaki bu aranın yüzde 30 un altında kalması gerekmekte. Yani aylık geliri yüz bin Türk lirası olan bir hanenin, otuz bin Türk lirasının altında kredi ödemesi yapması gerekirken mevcut durumda yaklaşık yetmiş bin Türk lirası ödeme yapması gerekiyor. Rakamlar bize gösteriyor ki, mevcut politikalarla konutta erişilebilirliği sağlayabilmek çok zor. Politika değişikliğine gitmek gerekiyor.

     Genel verilerin Elazığ’da da benzer yansımaları olduğunu görüyoruz. Eylül ayında 1073 konut satılırken bu sayı Ekim’de 936’ya geriledi. Bu satışların yalnızca yüzde 10 civarı kredili satışken yüzde 23’ü ipotekli satış olarak gerçekleşti. Bu satışlardan ise 315 tanesi sıfır 621 tanesi ise ikinci el konuttan oluşuyor.

     Şehrimiz için bir diğer önemli tespitte şu ki bölgeye ve komşu şehirlerimize göre hala konut fiyatları çok düşük. Bu anlamda TOKİ konutlarının fazlalığı ve kırsala ulaşımın kolaylığının bir sonucu olarak tanımlayabiliriz. Önümüzdeki süreçte fiyatların bölgedeki diğer illerdeki fiyatlara ulaşacağını düşünmekteyiz.

     Sonuç olarak: Bizim sürdürülebilir bir mortgage sistemine ihtiyacımız var. İlk defa ev alacak kişilere birinci el ve ikinci el konutları alırken onlar için avantaj oluşturacak mortgage modeli sunmamız gerekiyor. Bu model mevcut kredi oranlarından daha düşük olabilir ama bunun istihdama ve üretime katkısını unutmamalıyız. KKM hesaplarında bakiyesi olan birikmiş mevduatlarını gayrimenkulde desteklemek isteyenlere özel avantajlar sağlanabilir. Sürdürülebilir bir konut üretiminin sağlanması mümkün olabilir.