Arif Çakmak… Rahatsızlığını duyunca derin bir üzüntü kapladı içimi…
Onun sağlığını arkadaşlarımı arayarak öğreniyordum.
Yaşama bağlanması için dualarımız hep onunlaydı.
Ama acı haber beni yıktı.
1993 yılında Kanal 23 Televizyonu’nda başlayan dostluğumuz bugüne kadar sürdü. Soy adaşımdı. Birçok kişi bizi ya kardeş ya da akraba sanıyordu. O’nu bu köşeye sığdırmak zor olur. O yıllar paylaştığımız çok anılarımız ve yaşanmışlıklarımız var.
O’nu ilk önce edebi kişiliğiyle tanıdım. Hatta bir şiiriyle bir kurumdan ödül almıştı.
Gazeteciliği ise bizim yanımızda başlamıştı.
Sırtında kamerayla bir yandan haber peşinde koşarken, ‘Dolunay’ programıyla da edebi isimleri stüdyoda ağırlıyordu.
Elazığ’ın bağrında yetişen bu mert isim TBMM’nde MHP Milletvekili Semih Işıkver’in duygu dolu cümleleriyle Türkiye gündemine gelmişti.
Hoşça kal Keban’ın yiğit evladı…
Nur içinde uyu…
Allah rahmet eylesin…
******* ******* ******
Arif Çakmak, 1975 yılında Elazığ’da doğdu ve medya sektöründe uzun yıllar boyunca çeşitli görevlerde bulundu. Kameramanlıkla başladığı meslek hayatında editörlük, program yapımcılığı ve yayın yönetmenliği gibi roller üstlendi. Son olarak Kanal 23 Televizyonu’nun Genel Yayın Yönetmeni olarak görev yapıyordu.
Maalesef, bir süredir akciğerinde su toplaması nedeniyle Fırat Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi görüyordu. Durumunun ağırlaşması üzerine yoğun bakıma kaldırıldı ve doktorların tüm müdahalelerine rağmen hayatını kaybetti. Cenazesi 14 Mayıs 2025 Çarşamba günü İmam-ı Azam Camii’nde kılınan öğle namazının ardından Harput Mezarlığı’na defnedildi.
Elazığ basın camiasında saygın bir isim olarak anılan Çakmak, meslektaşları tarafından objektif haberciliği ve çalışkanlığıyla örnek bir gazeteci olarak değerlendiriliyordu. Onun kaybı, yerel medya dünyasında büyük bir üzüntü yarattı.
******* ******* ******
Fatih Kısaparmak’tan Arif Çakmak’a duygu yüklü dörtlük…
Elazığlı ünlü sanatçı Fatih Kısaparmak, Günışığı Gazetesi’ndeki köşesinde kaleme aldığı duygu yüklü yazısıyla dostu Arif Çakmak’ı unutulmaz bir veda ile uğurladı.
“Bundan sadece 8 ay önce, duygu dolu bir telefon konuşmasının ardından şu mısraları yazmış ve iletmiştim O'na:
“Kalbin som altından, temiz ve zarif;
Ruhuna yetersiz kalır her tarif.
Ezelden ebede gönül dostumsun;
Ömrün uzun olsun kardeşim Arif.”
"Bunu çocuklarım bile saklayacak" diyerek nezaketle cevaplamıştı mesajımı.
Ne yazık ki, ömrü uzun olmadı Arif’in. Fakat derin izler bıraktı kısacık ömründe.
Üzgünüm, çok üzgünüm. Ani ve erken vedasının derin hüznü içindeyim.
Arif Çakmak, anılarımızda yaşıyor, yaşayacak. O’na Allah’tan rahmet, üstüne titrediği değerli ailesi başta olmak üzere sevenlerine ve tüm basın camiasına ailece sabırlar dileriz.”
******* ******* ******
2017 yılında yitirdiğimiz Gazeteci ve Televizyon Yapımcısı Merhum Tayfun Talipoğlu’nu Merhum Arif Çakmak’ın girişimleri sonucu tanışmıştık. Talipoğlu ve Çakmak, NTV adına görev yapıyorlardı.
Program çekimleri için Elazığ’a gelen Tayfun Talipoğlu, Arif Çakmak’la yakın bir dostluk içerisindeydi. Çekimlerden dolayı 2 günümüzü Talipoğlu’yla birlikte geçirdik. Akşam yaptığımız sohbetlerde Talipoğlu’yla Arif Çakmak arasında abi kardeş ilişkisini gözlemledik. Talipoğlu, Arif’e övgü dolu sözlerde bulunuyordu. Bir ara Merhum Talipoğlu’na, “Üstad Arif’in Ulusal Basına taşınma vakti gelmedi mi?” diye bir soru yönlendirdim. Talipoğlu, “Elazığ’ın Arif’e ihtiyacı var. Ulusal ve yerel diye bir ayrım olamaz. Gazeteci gazetecidir. Bence Arif Elazığ’da kalmalıdır.” dedi.
Evet, Arif Elazığ’da kaldı. Mesleğinin zirvesine çıktı.
Allah rahmet eylesin. Ailesine ve dostlarına başsağlığı diliyorum.