Pandemi, jeopolitik riskler, ağırlaşan ekonomik kriz, ardı ardına ve durmak bilmeyen zamlar, yaşantımızda olumsuz etkiler bırakmaya devam ediyor...

Şekere yapılan %31 zam haberinin ardından, konutlarda kullanılan doğal gaza %35, elektrik tüketiminde kullanılan doğalgaza %44,30, elektrik tüketimi dışında sanayide kullanılan doğalgaza %50 zam daha yapıldı.

Ramazan ayının gelmesi ile birlikte özellikle ‘Et ve Sebze’ fiyatlarının zamlanması tüketiciyi olumsuz yönde etkilemektedir.

Bu zamların ‘Nereye kadar süreceğini veya ne zaman biteceğini’ kestirmek imkânsız hale geldi…

Doğalgaz fiyatlarına yapılan zammın; 1 Nisan’da yürürlüğe girmesi ve daha önce her ayın 25-30’u arasında okunan sayaçlaın, bu ayın 1’inden sonra okunması, tüketicinin bir ay önce kullanmış olduğu gazın faturasını %35 zam ile ödemesine sebep oldu. Bu hiçte adaletli bir sistem olmadığını gösteriyor…

Hükümet’in zam yaparken, sayaçların okunduktan sonraki süreci kapsaması gerektiğini bildirmesi gerektiği kanaatindeyim…

Yapılan zamların Enflasyonu Yükselteceği aşikâr. Gıda ve temel ihtiyaçların fiyatlarının yükselmesi asgari ücretle çalışan vatandaşlarımızı zor durumda bıraktığı ve yılbaşında yapılan ücret artışının bir anlamının kalmadığı gözükmektedir.

Açıklanan ihracat rakamları Şubat ayında bir önceki yılın Şubat ayına göre %25,4 artarak 20 milyar Dolar oldu.

İthalat ise yıllık %44,5 artarak 27 milyar 885 milyon Dolar Oldu. Şubat ayında yaklaşık 7 Milyar Dolar açık verilmiş oldu.

Merkez Bankası’nın faizleri 19 seviyelerinden 14 seviyelerine düşürülerek yatırımların artacağı, üretimin arttırılacağı, cari fazla vererek Ekonomi’nin ve Merkez Bankası politikasının cari denge üzerine kurulması söylemleri tutmadı.

Şu an ise politikasını ‘Liralaşmaya Göre’ ayarlayan Merkez Bankası’nın, Döviz Kurlarının yükselmesi sonucundan ne yapacağını merak ediyorum. Konu Faizlere gelmişken şunu da söylemeden geçmek istemiyorum; Faizlerin düşürülmesi en çok kimin işine yarayacak? Söylemlerine karşılık cevabın açıklanan bankacılık sektörünün kârına olduğunu görmüş olduk.

Geçen yılın ilk iki ayında 9,22 Milyar TL kâr eden bankacılık sektörü, bu yıl Ocak –Şubat döneminde 39 Milyar TL kâr ederek kasalarını %323 artırmış oldu. Bu kârlardan anlaşılan %14 ile Merkez Bankası’ndan borç alan bankaların, yatırımcı ve vatandaşa %25-30 ile kredi verilmesi… Bunu açıkça gösteriyor.

Petrol fiyatları ABD Başkanı BİDEN’in stratejik rezervlerini piyasaya süreceğini ve miktarın günlük 1 milyon varil olacağını ve bu işlemin 6 ay devam edeceğini, stratejik rezervlerin 180 Milyon Varil olduğunu belirtmesiyle Brent Petrolün varil fiyatını 114 Dolar’dan 102 Dolar’a düşmesini sağladı.

Önümüzdeki günlerde toplantı yapacak olan petrol ihraç eden OPEC ülkelerinin arzı artırması halinde RUSYA –UKRAYNA arasındaki barış görüşmelerinin olumlu sonuçlanması petrol fiyatlarının 90-100 dolar bandına kadar düşmesi olası gözüküyor. Petrol fiyatlarının düşmesi tüm ülkelerde hızla yükselen enflasyonun düşüşüne neden olacaktır. Özellikle ülkemizin dışa bağımlı olduğu petrolde düşüşlerin olması bundan sonraki süreçte yapılacak zamların önünü keseceğini belirtmek isterim.

Yasal Uyarı!

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.