ŞAHNİŞİN ŞENLİ KÜRSÜBAŞI
İzmir’de ikamet eden bir yakınım bayramda telefon edip, ‘’Oğlum Elazığ kanalını izlerken bir program denk geldi. Programı sunan ve türkü söyleyen adam iyi bir program yapmış sen tani misin?’’ diye sorunca hemen programı bulup izlemeye başladım ve bizim Hüseyin Karlıdağ’ın programı Şahnişin Şenli Kürsübaşı olduğunu gördüm. Sürekli izlediğim bir programdı fakat adına pek dikkat etmidim. Şahnişin Şenli ne demek o ana kadar bilmidim. Biraz araştırdım ve bizim halk arasında “Şanşen” dediğimiz şey olduğunu anladım. Gerçek ifade şekli ise programın adı gibiymiş. Neyse işte yakınımın ve Hüseyin Karlıdağ’ın sayesinde kültürüme yeni bir kavram ekledim.
Önce bizim önemli değerlerimizden kültürümüze hizmet eden Karlıdağ’dan bahsedeyim. Kendisini çok eski zamanlardan beri tanırım. Devlet dairesinden emekli olmadan önce de böyle kültür faaliyetleri vardı. Emekli olunca da bu faaliyetleri artırarak devam ettirdi. Kendisiyle Elazığ Belediyesi’nin düzenlediği Vefa Geceleri’nden birinde karşılaşmıştık. Program yapımcısı ve sunucusuydu. Konuşmamızda, “Gardaş seni ilgiyle takip edim ilk fırsatta sana köşemde yer vereceğim’’ demiştim. O gün bugünmüş kültürümüze sunduğu hizmetlerden dolayı teşekkür ederiz.
Şimdi gelelim halk arasında, “Şanşen” denilen yerlerde düzenlenen kültürel bir etkinliğimize. Şanşen ile tanışma hikayem yıllar evvel rahmetli babam Hamdi Yücel, Enver Demirbağ ve Metin Öztürk (Mehdi Metin) sayesinde olmuştur. Üçü samimi arkadaş oldukları için her baharda bizim bahçenin yolunu tutarlardı. Enver Ağabey; Hamdi Gakgo hadi sizin bahçeye gidek senin Şanşen’de takılak derdi ve nevaleyi alıp Poyraz Köyü’ndeki bizim bahçenin yolunu tutarlardı. Şanşenimiz dere kenarında hafif yüksek bir konumdaydı. Baharda sular çoşar, tabiat yeşile bürünür ve bülbüller öterdi. Tabi bülbüller Enver Ağabeyin geldiğini anlayınca susarlar ve onu dinlerlerdi. Metin ağabey ise cümbüşünü konuşturup babam da ev sahipliğini itinayla yapınca yıllar sonra dahi hatırlanacak ve unutulmayacak “Şanşen etkinliği” ortaya çıkmış olidi. Benim görevim ise yıllar sonra hafızama kaydettiğim bu etkinliği köşemde hemşerilerimle paylaşmakmış…
SUGÖZÜ PANTERİ
Hafta sonuna damgayı Sugözü Mahallesi Muhtarı Seda Gündoğan’ın eylemi vurdu…
Kocaman bir alkış!
Hak arayış yeri geldiğinde işte böyle yapılır ve iyi de ses getirdi. Seda oturmuş yolun ortasına kalk mi? Kalk diyenlere de kızarak, belli ki belediyeden bir müdüre veryansın edi ve diyi ki, “Sen kimsin ya oralı olmisin? Ben buraya halkın oyuyla seçilerek gelmişim.” Doğru söze ne demeli…
Zamanın birinde il genel meclis üyesi babamda bir daire müdürüne aynen böyle demişti ve devamında “Sen yarın o bir gün tayinin çıkar gidersin ben dört yıl daha buradayım diye ilave etmişti.” Seda diyi ki yav yıllardır bu mahallenin yolunu yapmisiz, habire sallisiz! Vallahi helal olsun sana Seda Hanım…
Varsa üzerimize düşen bir şey haber ver gelek yapak. Zaten biz de aylardır söyleyip durmidik mi bu şehire kadın eli değmeli diye! Seda Hanım bizi de haklı çıkardığın için sana teşekkür ederiz. Erkek muhtarlar orada durup bakmayın, Seda Hanımı örnek alın, unutmayın ki Sayın Cumhurbaşkanımızda siz muhtarlara büyük değer veri. Bu fırsatı kaçırmayın haklı olduğunuz davalarda korkmadan ilerleyin sizler binlerce oy alıp seçilerek bizleri temsile gitmişsiniz bizlerde sizin arkanızdayız.
KÜLTÜR YOLU
16 şehirde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın düzenlediği, “Kültür Yolu Festivali” başlimiş. Kriterleri ne bilmim ama kültür şehri Elazığ bu projede yine yokmuş! Hani ben şimdi sahapsızız desem birileri hop oturup hop kalkacak. Onun için ben de öyle demim, “Sahabını arayan şehir” deyim. Hani desem bizim şehir kültürsüz o da olmayacak! O zaman şimdi ne yapak? Biz kendi yolumuzu çizek! Nasıl mı? Alternatif bir Kültür Yolu Festivali olabilir mesela…
Adı ise “Hüseynik Yolu Festivali” biz bize çalar biz bize oynarız.
Kime ne!
Her gün Hüseynik’ten Harput’a gider geliriz.
Gidip gelirken de, “Lütfi gelsin telgrafın başına bir tel çeksin sahaplarımıza” deriz. Türküdeki, “Can ağrısı tesir etti koluma” sözleri var ya o ise kalp krizi belirtisi ha!
Zaten sonunda can ağrısının kolumuza tesir etmesine de az kaldı…
HAFTANIN FOTOĞRAFI:
Önümüzdeki günlerde 20’ncisi düzenlenecek olan Ankara Kitap Fuarı’nda bende olacağım. Tüm Hemşehrilerimi Beklim!
