Saygıdeğer okurlar, modern fiziğin babası olarak kabul edilen Galileo’ya Papalık makamı şöyle der: ‘’Dünyanın kendi ekseni etrafında dönmediğini söyle ki seni idam etmeyelim.’’ Galileo ise: ‘’Ben dönmüyor desem de dünya kendi etrafında dönmeye devam edecektir.’’ der. Ara ayrıntı olarak, Galileo’dan çok önce Yunanlı Filozoflardan etkilenen Türk-İslam Bilgini El-Biruni, astronomiyle ilgili yapmış olduğu çalışmalar sayesinde bu bilgiye vakıf idi.

Meselemize daha netlik kazandırmak adına yukarıdaki bilgiler ışığında konumuza devam edelim. Bugün Elazığ’da hangi çay ocağı veya sohbet mekânına giderseniz gidin karşınızdaki herkesi tarihçi olarak görebilirsiniz. Bu durum en amiyane tabiriyle cahillikten kaynaklanmaktadır. Diğer bilim dallarında bu durumu göremezsiniz. Özellikle tarih alanında bu durumun yaşanması manidardır. Her ne hikmetse kendilerini seyrettiği diziler ve youtube gibi video paylaşım noktalarından seyrettikleriyle ile kendini tarihçi gören bir zümre türemiş durumda. Anlamadığım konu ise şu; tarih felsefesi ve tarih metodolojisi bilmeden tarih ilgili bu yanlış bilgilere nasıl kanaat getiriyorlar da olmayan ve haddini aşan çıkarımlarda bulunuyorlar.

Bizim Elâzığ’ımızda Kuranın ilk emri ‘’Oku’’ olmasına rağmen, okumayan ya da okuduğu halde okuduklarını çarpıtan muazzam bir kitle var. Unutmadan bir ara ‘’Elazığ Okuyor.’’ kampanyası da yapılmasına rağmen. Neyse dönelim konumuza… Bu kitle seyrettiği Brezilya dizisi kıvamında sözüm ona tarihi dizilerle, tarih dersi verme gayretini de kendinde bulabiliyor. Geçenlerde bir muhabbette bir abim tutturmuş bana Sultan Abdülhamit’i övüyor ve cennet mekân diyor. Ayıp olmasın diye sessiz kalmaktan yoruldum. İtiraz edecek olursan hemen sen solcusun veya atalarına yabancısın türünden cümleler. Savunmaya gelince efendim filanca Tarihçi şöyle dedi. Eğer menfi çıkarları söz konusuysa der tabii, neden demesin. Lakin gerçekler birilerinin inkâr etmesiyle değişmez. Galileo örneğinde tam da bu durumu anlatmak için yukarıda verdim. Bu sebepledir ki kimin cennetlik veya cehennemlik olduğunu da sadece Allah bilir. Gaybın bilgisi zira ondadır. Neyse dönelim mevzumuza 1. Meşrutiyeti ilan edip iktidara gelen, 31 Mart Vakası akabinde tahtan indirilen Sultan Abdülhamit, bir tek sefere ordu başında çıkmış mıdır? Sorsan efendim ama kafes sisteminde yetiştirilmişti cevabını alırsın. Olurda bana karşı ayaklanırlar diye koca donanmayı Boğaziçi’nde çürütmüş ve devleti çok zor durumda bırakmıştır. Hadi bunu geçelim idari kadrosunda bulunan Agop Paşa, Tatyos Efendi vb. Ermeni kökenli devlet adamlarına ne demeli? Esasen bu konu çok uzar gider…

Değerli okurlar bizde tarihsel bakış açısı sağ-sol kavramı üzerine inşa edilmiştir. Her görüş kendi tarihsel bakış açısını yansıtma çabasındadır. Lakin Tarih Bilimi, objektif ve belgelere dayalı bir bilim dalı olduğu için, taraflı bakış açısıyla yaşananları izah etmeyi reddeder. Bu yüzden tarafsız tarih yazıcılığının ilk örnekleri olan Hitit Yıllıkları tarihçiler için çok kıymetli ve değerlidir. SEYREDİLEN DİZİ-VİDEOLAR YA DA BİRTAKIM KİMSELERİN UZMANLIK ALANI OLMAMASI RAĞMEN SÖYLEDİKLERİYLE DEĞİL.