19 Ağustos 1930 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nin 3. sayfasında yer alan bir telgrafta A. Fuat adlı muhabir, hem Elazığ’ın sıkıntılarını, yeni cumhuriyetimizin Türkçe konusunda kaygılarını anlatıyor hem de kentimizin tarihi ve çevresiyle ilgili bilgi veriyor:

ELÂZİZ’DE HALK İŞLERİ

Şark vilâyetlerimizden teşkili en yeni olanı Elâziz’dir. 1296 tarihînde bu vilâyet teşkil olunduğu zaman şimdi kasabanın bulunduğu yer, Çötelizâde Ailesi’nin çiftliği imiş...

O vakte kadar vilâyet merkezi olan Harput kalesinin terki ile bu çiftliğin kumandanlık merkezi olmasını münasip görmüş. Eski bir salnameden öğrendim, teşkilâtta ilk Vali Hakkı Paşa namında bir zat…

Sultan Aziz zamanında ve Vali Hasan Paşa idaresinde bir kasaba halinde tesis olunan Mamuretülâziz kasabası bugün iki bin haneden ibarettir. Murat suyuna kadar devam eden Uluova’nın meyilleri üzerinde yapılmıştır. 1088 rakımlı olan bu ova su hususunda hasistir ve bugün Elâziz’in en büyük derdi susuzluktur.

Civarındaki yedi parça köylerde beraber 32 bine baliğ olan bu nüfus, ziraat ve içme sularında çok sıkıntı çekiyorlar.

Elâziz halkı bilhassa kasaba halkı kâmilen Türk’tür. Lehçe itibarile hataları hafiftir. Bütün şarklılar gibi çok zeki ve çok hassastır.

Şiveye hafif Kürtçe ve Acemce karışmıştır. Köylerinde maalesef Kürtçe konuşulduğunu kasabada da avamın bu hatayı yaptığını gördüm. Bu hatanın şiddetle men’i lâzımdır. Türk halkının Kürt şive ve lisanına zebun olması, kendi öz dili yerine onu kullanması acı bir şeydir. Yazık!...

Elâziz’de Cumhuriyet hükümeti samimiyetle çalışmış ve çalışıyor. Bilhassa imar, inzibat ve içtimaiyatında şimdiki Vali Fahri Bey cezri adımlarla çok muvaffakiyetle yürüyor.

Dün Vali Beyle beraber kavunları ile meşhur Kövenk’li köyüne gittik Evine misafir olduğumuz ihtiyar Ahmet Ağa ile görüştüm. Cumhuriyet hükümetinin büyük gayelerini kendine göre anlamış ve çok memnun görünen Ahmet Ağa eski bir âşık ve dertli bir şair.

Yirmi sene mütemadiyen kalbini yakan ve halâ da yaktığını söylediği bir aşkın tuhaf maceralarını anlattı. Ahmet Ağa bu aşkın ilhamları ile bir halk şairi olmuş, şarkıları bu havalide pek meşhur.

Elâziz’de maarif hareketleri canlı ve şuurlu bir halde…

Merkezi vilâyette 175 mevcutlu ve beş sınıflı bir muallim mektebi, 300 talebesi olan bir orta mektep, şehir yatı mektebi, köy yatı mektebi var. Bu irfan yurtlarının ve Cumhuriyet maarif idaresinin başında da tahsili ve düşünceleri yüksek bir maarif müdürü var:

Hikmet Bey! Vazifesinde çok çalışıyor, bu kadarla da kalmayarak memleketin içtimaî her derdine candan koşuyor. Türk Ocağı’na hars! bütün mesaisine iştirak ediyor.

Kasabanın ferah bir sahasında sabık fırka kumandanı miralay Galip Bey güzel bir park vücuda getirmiş, fakat bu sene suyun azlığından maalesef bu park kurumuştur.

Elâziz’de ve bütün bu havalide göz hastalığı fazla... Memleket Hastanesi’nde de Nail Bey isminde çok değerli bir göz tabibi varmış, şayanı hayret ve eseftir ki bu elzem vazife lâğvedilmiş ve Nail Bey başka tarafa alınmış!..

Elâziz Postanesi’ni her yerdekinden viran, adeta gayrikabili ikamet bir halde buldum.

Elâziz’in çeşmeleri bugün kurumuş bir haldedir. Çeşmelerin çoğu akmıyor... Park kurumuş... İçme ve tathirat sulan birkaç çeşme ile kuyulara kalmıştır. Gayyur Vali Fahri Bey şehrin bu hayatî ihtiyacına esaslı çareler aramaktadır.

Elâziz’in elektrikle tenviri de düşünülüyor. Hatta bazı şirketlerle müzakerata girişilmiştir. Elâziz’de asayiş de çok mükemmeldir. Hükümetin asayiş hususunda gösterdiği dikkat ve himmet iftiharla zikredilir.