Dış ticaret açığı, açıklanan veriler ile 11,3 Milyar Dolar’a ulaştı… İhracat geçen yılın aynı ayına göre %13,2 oranında artış ile 21 Milyar 341 Milyon Dolar olurken, ithalat oranında ise artış %40,8 oranında olarak 32 Milyar 618 Milyon Dolar oldu.
Geçen yılın Ocak- Ağustos dönemine göre ihracat %18,3 artış ile 165 Milyar 672 Milyon Dolar, ithalat ise %40,7 oranında artışla 239 Milyar 127 Milyon Dolar olarak gerçekleşti.
İthalat rakamlarının yükselişi yıl başından itibaren 73 Milyar 455 Milyon Dolar açık vermişken, halen “ihracat rekorları kırıyoruz” söylemlerini gölgede bırakmış oldu!
Şehrimizde açıklanan ihracat rakamları ise geçen aya göre 609 Bin 550 Dolar artış göstererek 23 Milyon 298 Bin Dolar olarak gerçekleşti.
Elazığ’da İhracatın genele yayılmadığını, madencilik sektörünün 18 Milyon 770 Bin Dolar ile ilk sırada olduğunu mobilya, kâğıt ve orman ürünlerinin 2 Milyon 311 Bin Dolar ile ikinci sırada, su ürünleri ve hayvansal mamullerin ise 580 Bin Dolar olarak üçüncü sırada olduğunu ve sıralamanın devam ettiğini söyleyebiliriz.
İhracatın büyük bölümünü maden ve mobilya ürünlerin oluşturduğunu ama komşu illere baktığımızda, yaklaşık olarak ihracatın 11 sektöre yayıldığını ve Malatya’nın ihracatının 34 milyon 208 Bin Dolar, Diyarbakır’ın ise 27 Milyon 880 Bin Dolar olarak genele yayıldığını verilerden görebiliyoruz.
Geçen hafta açıklanan 7,6 büyüme rakamlarının, genele yayılmadığını üst tabakanın büyüdüğünü özellikle bankacılık sektörünün %505 kâr oranıyla rekor kırdığını görmüş olduk. Bankaların, Merkez Bankası’ndan %13 seviyesinden aldığı parayı %25-30 seviyesinden sattığını ve büyük kârların oluştuğunu görüyoruz.
Ayrıca Kur Korumalı Mevduat Hesapları’nda biriken rakamların gittikçe arttığı ve bu artışın paranın piyasada dolaşımını azalttığını söyleyebiliriz. Ekonomiye özellikle yatırım tarafında, yatırımcının iş yapıp riske girmektense Kur Korumalı Mevduat’tan gelen paranın garantisi olduğunu ve bu yüzden iş yapmadıklarını biliyoruz.
ABD’de açıklanan tarım dışı istihdamın beklentiler dahilinde 315 bin kişi gerçekleştiği ama işsizlik oranının artarak %3,7 olduğu ve bunun sonucunda 22 Eylül’deki Amerika Merkez Bankası FED’in toplantısında faizlerin 75 baz puan artacağı ihtimali ön plana çıkmış oldu. Bu sebeple Dolar’ın tüm paralara karşı değer aldığını görüyoruz.
Avrupa tarafında ise 8 Eylül’de yapılacak toplantıda, agresif faiz artışı olmadığı müddetçe Euro ve metaldeki düşüşlerin devam edeceği, Dolar’ın ise değer alacağı kaçınılmaz.
ABD’deki enflasyon oranını yüksek kalışı ve durgunluk ihtimalinin artacağı büyümede sıkıntılar yaşanacağı beklentisi ONS Altın’da satışları hızlandırarak 1690 ONS seviyesine, Gram Altın’da ise 995 TL’ye kadar düşüşleri beraberinde getirmiş oldu.
ONS Altın’ın uzun bir müddettir kıramadığı 1680 ONS seviyesinin kırılması halinde 1620-1570 ONS seviyesine düşüşleri bekleyebiliriz. Düşüşlerin gerçekleşmesi halinde Gram Altın’ın 970-995 TL bandında hareket etmesini bekleyebiliriz.
Dolar/TL’de ise 18,10 TL’nin altına düşmediği müddetçe alımların artarak devam edeceği, cari açık oranlarının yüksek oluşu ve enerjide dışa bağımlılığımızdan dolayı Dolar kurunun yükselişine devam edeceğini söyleyebiliriz. Dolar’ın, 18,35 TL seviyesini geçmesi halinde 18,70 TL ve 18,90 TL’ye kadar yükselişin olacağını tahmin ediyoruz.
Euro/Dolar paritesinin 1 seviyesinin üzerinde satışlar ile karşılaştığı ve Avrupa Merkez Bankası’ndan agresif faiz artışının olmadığı müddetçe zayıflayarak 0,9650 seviyesine kadar düşüşlerin olacağını tahmin ediyoruz.
